İzmirli olmak bir kimlik meselesi. Biraz güneş, biraz deniz, bolca gevrek, daha da bolca kendine haslık demek. Ama her İzmirlinin içinde gizli bir radar vardır: Katlanamadığı şeyleri milimetrik hassasiyetle tespit eder ve... duruma göre ya göz devirir ya da çevresindekilere pasif agresif bir ders verir. İşte o radarın tespit ettiği İzmirlilerin asla ama asla tahammül edemediği şeyler:
1. “Gevreğe simit” diyenler
En büyük günah. Simit dendi mi İzmirli'nin içi ürperir. “Simit o değil” der ama açıklamaz, çünkü açıklamak zorunda değildir. Bir İzmirliyle gevrek-simit tartışmasına girerseniz kaybetmeye mahkûmsunuz. İzmirliler için bu mesele, suyun 100 derecede kaynaması kadar kesin bir bilgidir.
2. "Boyoz ne ya?" diyen şehir dışından arkadaş
Boyoz, sabahın erken saatinde yumurtasıyla birlikte alınır, deniz kenarında yenir, üzerine bir de çay içilir. "Hamur işte" diye küçümseyene dostça bir uyarı gelir:
"Hamur da sensin, iş de sensin canım."
3. Toplu taşımada yüksek sesle konuşanlar
İzmirli sessiz sakin yolculuğunu yaparken birden yan koltuktan gelen, "SONRA NE OLDU BİLİYO MUSUN AYY OLAAAMAZ!!" sesleriyle irkilir. Kulaklık yoksa çaresizdir. İndiğinde arkadaşına bu olayı anlatırken, finali genelde şöyle olur:
“İstanbul gibiydi, yemin ederim.”
4. "10 dakikaya oradayım" deyip 40 dakika sonra gelenler
İzmirliler rahat insanlardır ama sabrın da bir sınırı var. 10 dakika lafı İzmir’de sözleşme gibidir. Geciken kişiyle arkadaşlık askıya alınır. Hele Karşıyaka'dan Konak’a vapurla geçilecekse zamanlama bir sanattır, gecikenle konuşulmaz, içten içe affedilmez.
5. “İzmir’de denize giriliyor mu ya?” diyenler
Hayatında deniz görmemiş gibi bu soruyu soranlara karşı İzmirli önce bir susar, derin bir nefes alır, sonra da Foça’dan Urla’ya, Karaburun’dan Ilıca’ya kadar coğrafya dersi verir. Yetmezmiş gibi “bi de koy haritası atayım sana, ezberle canım” diye not bırakır.
6. Alsancak’ta park yeri soranlar
İzmirli park yeri sormaz, çünkü park yeri yoktur. Bu şehirde dışarı çıkmak demek bazen arabayı evde bırakıp ayakkabı seçimiyle kader belirlemek demektir. Alsancak’ta park soran biri İzmirli değildir; o kişi “gelecekten gelen naif turist”tir.
7. Midye fiyatını pazarlıkla düşürmeye çalışanlar
Midyeciyle pazarlık yapılmaz. Midyeci aileden sayılır. O ay sonunda ödeme yapar, tencereyi taşır, sabah seni midyeyle ayıltır. “10 taneye 30 değil 25 olur mu?” diye soran kişi kara listeye girer. Bir daha da midye vermezler, haberin olsun.
8. Kordon'da bira yerine kahve isteyenler
Romantik Kordon akşamında “Starbucks var mı buralarda?” diye soranlar İzmir ruhuna aykırıdır. Orada bira içilir, çekirdek çitlenir, aşk acısı çekilir, bir de Badem’den “Kalpsiz” dinlenir. Menüde kahve yok, his var.
9. "Hava 35 derece ama nem yok" deyince şikayet edenler
İzmirlinin nemle olan ilişkisi karmaşıktır. 35 derece ise normaldir. Terlemek İzmir’de yaşam tarzıdır. "Klimasız nasıl yaşanıyor burada?" diyen biri, muhtemelen Menemen’in içlerine henüz uğramamıştır.
10. “İzmir’de konser mi olur?” diyenler
Bu lafı eden kişi ya rock’çı değildir ya da Harbiye Açıkhava dışında hiçbir sahne görmemiştir. İzmirli için konser demek çimlere yayılmak, bira şişesini kumda dengeleme sanatı ve arada “Gel bi dans edelim yaa” demektir. Hele Gündoğdu’da konser varsa, o gün doğayı sevmek bile mecburidir.